Değerli Spor Adamı, Akademisyen, Teknik Direktör sevgili Müslüm Kemal Gülhan Hoca Türk milli takım teknik direktörü için seçim kriterlerinde nelerin ön planda olması gerektiğine istinaden küçük hatırlatmalar yapmış.
Teknik Direktör ve profesyonel yönetici seçimleri her zaman her yerde olur…
Ama bu tercihlerde temel kriterin içinde bulunulan ortam ve ortamın şartlarına göre olması esastır.
Peki bizim tercihlerimiz içinhangi kriteler gerekiyordu.Ne oldu ???
İşte Müslüm Hoca’nın kaleminden Guus Hiddink seçimi ile ilgili bir bakış açısı daha . . .
“Löw’ün 100′lük Jenerasyonu”
Hiddink ile yazılıp çizilenlere baktığımızda; haklılık ve haksızlıklarla ilgili birtakım saptamalar yapmak mümkündür. Tabii bu saptamalar kendimizi bağlayan gerçekleri oluşturur…
Mahmut Özgener için Hiddink ismi çok şey ifade etmektedir.
Üstündeki baskıdan ve zamandan sıyrılmak için Hiddink ismi çok yerinde isim olabilir.
Bizdeki kırılma noktalarını yabancılar sayesinde yaşamamıza rağmen Hiddink’in fazla olan profesyonel hali başlangıç için bizleri biraz futbol dışına iten olumsuz açıklamalara neden olacağa benzer.
Başarı konusundaki kısır döngünün olumsuz etkileri bizleri başka türlü olumsuzluklara sürüklemektedir.
Bir de bu süreci etkileyen bizim gerçeklerimiz var…
Öncelikle; bizim geleceğimizi sağlayacak yeni bir jenerasyondan söz etmemiz mümkün değil.
Ulusal Takım’ın altyapısı ile ilgili ciddi sorunlarımız olması zaten kaçınılmaz bir boyutta olduğu gerçektir.
Raşit Çetiner’in ve Ersun Yanal’ın çalışma programlarının bu konuda yeterli olacağını sanmıyorum.
Raşit Çetiner’in daha önceki Ümit Ulusal Takım seçimi ve çalıştırma metotları, Yanal’ın da bu konudaki donanım eksikliği handikap olacak gerçeklerdir.
Ama bu konuda inanılmaz bir kaynak önümüzde durmaktayken biz elimiz ile bir kenara bırakıyoruz:
Almanya’daki Türkiye kökenli futbolcular…
Mesut Özil’in Löw ve Klinsman’ın ciddi çabaları sonucunda Almanya Ulusal Takımı’nı seçmesi Türkiye tarafında ciddi bir travmaya sebep olmuştu.
Bu süreç sadece Mesut Özil’i bağlamadığı ortadadır. Çünkü oradaki tüm biz kökenli futbolculara model olarak ortaya konmuştur.
Löw’ün Almanya Federasyonu ile olan sıkıntıları onu Dünya Kupası’ndan sonra yeni arayışlara itmesi kaçınılmaz gözükmektedir.
Ulusal Takım için bu kadar büyük tecrübe…
Elindeki 100’lük Türkiye kökenli jenerasyon…
Aileleri ve futbolcuları ikna etmek için kullandıkları ikna metotları…
Bunların hepsi Türkiye lehine çevrilebilecek saptamalardır.
Yani tersine göç…
Daha önce belirttiğim gibi “yabancı çalıştırıcının etkilerinin büyüklüğü” kendiliğinden oluşmamıştır.
Koşulları etkileyen, hatta belirleyen kendine has dış faktörlerin bu çalıştırıcılar tarafından belirlenmesi, haliyle futbolumuza olumlu etki olarak farklılık yaratmıştı.
İşte Löw’ün bu farklılıkları; sadece Löw’ün çalıştırıcı farklılığını değil, oluşabilecek önemli kaynağın da Türkiye ye dönmesine neden olacaktır.
Hiddink’e göre hiç de fena farklılık değil yani…
Müslüm Gülhan