Nihayet Bilirbilmez Kişileri Tanıyacağız !
Bugün sabah saatlerinde İstanbul Emniyeti, 20 davada yanlış karar vererek haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla çoğu bilirkişi olan 18 kişiyi gözaltına aldı.
Gözaltına alınanların arasında dosya sahipleri ve avukatlar da olduğu operasyonda gözaltına alınan zanlıların, Şişli, Sarıyer ve Ümraniye adliyelerindeki 20 farklı davada bilirkişi görevinde bulundukları belirtiliyor.
Mahkemeler tarafından görevlendirilen bilirkişilerin, hakim tarafından kendilerine verilen görevle ilgili incelemelerini yazarken, davalılardan rüşvet aldığı iddia ediliyor.
“Cumhurbaşkanı, Yargı Reformu ve Bilir bilmez kişiler!”
Buradan bazı yazıları takip eden kıymetli dostlarım 19 Şubat 2010 tarihinde “Cumhurbaşkanı, Yargı Reformu ve Bilir bilmez kişiler!” adlı yazımı hatırlarlar mı hatırlarlarsa onlarda sevinirmi bilmiyorum ama;
Ben “mahkemenin gidişatını olumsuz yönlendiren bu kişilerin cezalandırılması gerekiyor…” diye sonlardırdığımız temennilerimizin çıkmasına bir T.C. Vatandaşı olarak sevinmedim desem yalan olur.
Yargı Reformu Evet Ama Ya Bilirkişiler !
Yargı reformu tabi ki yapılmalı…
Ama öncelikle bu bilirkişilerin en ağır şekilde cezalandırılmaları Türk Adaleti için kaçınılmaz olmuş durumda …
Bu kişiler sadece kendi çıkarları için koskoca bir devleti ve organlarını sıkıntıyor sokuyorlar.
Milletin yargıya güveni sarsılıyor.
Kim yüzünden bu bilirkişiler yüzünden..
Savcılar ve Hakimler yıllarca okumuşlar, çalışmışlar bir sürü davalarda bu bilirkişilerin verdiği kanaatlerden ötürü verdikleri kararları Yargıtay’dan dönüyor…
Neden bu kadar basit işte bu bilirkişilerin marifetiyle…
Üniversitelerde görev yapanlarında oluşturduğu bilirkişilerin raporlarına malesef önem veriliyor.
Savcı ve hakimlerimiz bu bilirkişilerin raporlarına göre karar vermek zorunluluğu var mı bilmiyorum ama…
Bildiğim tek şey bu ve bütün bilirkişilerin ve ilişkileri olduğu tüm hukuk adamlarıyla birlikte yakınlarının para hareketleri takip edilmeli…
Hemde geçmişe doğru son sürat….
Ben eminim ki bu iki haneli sayıların oluşturduğu zanlıların sayıları muhtemelen 3’lü hanelere varacaktır.
Bunların karıştığı olay ve dosya sayısı acaba ne civarlardadır ona da bakmak lazım…
İşin bir başka tarafı da Yargıtay üyelerinin önüne bir sürü gereksiz ve art niyetli dosya birikmesine sebep olunuyor…
Kararlar veriliyor…
İç huzurlar rahat…
Nasılsa YARGITAY var….
Peki yazık değilmi o Yargıtay üyelerine …
O süreci mağdur şekilde bekleyen vatandaşa….
O süreci beklerken madden veya mağnen kaybettiklerine…
O süreç içinde haksız olan tarafla antlaşma masasına oturup haklarını kaybedenlere …
Yüzlerce zamana karşı yarışan ve adalet için önemli olan dosyaya…
Ve bu önemli dosyalara karşı zamanı heba edecek haksız bilirkişi marifetli dosyalara…
T.C. Karşı Yapılmış Vicdansızlık
Yazık gerçekten çok yazık…
Bir ulusun adalete inanmamasına sebep olabilecek bu vicdansızlara yazık….
Bugün bu olanları okurken aklıma 1-2 ay önce “Egebank Davasında Şok Bilirkişi Raporu” manşetleri gözümün önüne geldi…
Gazete haberlerini tekrar hatırladım ….
Konu ne miydi ?
Konu gerçekten çok ilginçti;
Zimmet Yokmuş !
Egebank davasındaki bilirkişilerin, hakkında 4 bin 727 yıl ceza istenen Egebank A.Ş ve Egebank Off-Shore Limited Şirketi`nin sahibi Yahya Murat Demirel için bilirkişilerin ” Murat Demirel’in zimmetine para geçirmedikleri kanaatinde” olduklarına dair raporuydu.
Bu haberi okuduğumda çuvallar dolusu paraların bankalardan kaçırıldığı gözümün önüne gelmişti.
Hemen, “Acaba yanılıyormuyum? Yoksa o kayıtlar Egebank’ın değilmiydi?” dedim
İşte okumayanlar için;
( Milliyet Gazetesi Haberi )
İşin bir başka ilginç noktasıda bu bilirkişiler acaba neden hep Özel Üniversitelerdendir…
Onuda anlamak zor…
Devletin mahkemelerinde ki bilirkişilerin de Devlete ait kurumlardan ve üniversitelerden olması acaba mümkün değil midir?
Mümkün değilse şüpheli tüm bilirkişilerin teknik takibinin yapılması bu durumlar karşısında gerekmez mi ?
Not; Okumayanlar için;
Cumhurbaşkanı, Yargı Reformu ve Bilir bilmez Kişiler