Fatih Terim Fonu’nun hatırlattığı eski bir yazı “4 Lop’lu Fatih Hoca”
Gündeme bomba gibi düşen Fatih Terim Fonu haberlerinde Müfit hocanın da adının geçmesi bana BirGün Gazetesinde yazdığım Hocalar ve Loplar adlı yazımı tekrar hatırlattı.
Gündeme bomba gibi düşen Fatih Terim Fonu ve Arda Turan, Fernando Muslera gibi çok sayıda Galatasaraylı futbolcunun Denizbank çalışanı Seçil Erzan’ın yaptığı telefon görüşmeleri ortaya çıktı.
4 Loplu Fatih Terim Fonu
Hem telefon görüşmelerinde hem de olaya bir şekilde karışan isimler geçen paylaşımımda olduğu gibi yine yıllar önce BirGün Gazetesinde yazdığım Hocalar ve Loplar adlı bana tekrar hatırlatan yazımı sizlerle paylaşmak istedim;
Hocalar ve Loplar
Bu hafta sonu 2006 Dünya Kupası eleme grubunda karşılaşacağımız Danimarka maçı Türk Futbolu’na getirileri açısından çok önem taşımakta. Ancak maç öncesine bakıldığı nda Türkiye’nin gündeminde yine bir sürü negatiflik var…
Bu hafta sonu 2006 Dünya Kupası eleme grubunda karşılaşacağımız Danimarka maçı Türk Futbolu’na getirileri açısından çok önem taşımakta. Ancak maç öncesine bakıldığı nda Türkiye’nin gündeminde yine bir sürü negatiflik var. Pozitif kısmı ise Eric Gerets’ten başkasının değil ne yazık ki!
Yıllardır yerli-yabancı antrenörler tartışmaları nda Türk Antrenörlerinin bir eksiği olmadığı ileri sürülmekte. Aslen doğru olanın insan olgusunu yerli yabancı diye sınırlandırılmasıdır.
Prof. Dr. Gazi Yaşargil iyi bir örnek
Amerikan Beyin Cerrahları Birliği tarafından yüzyılın adamı seçilen Prof. Dr. Gazi Yaşargil Türkiye’nin değerli hocalar yetiştirdiğine iyi bir örnek.
Aynı 26 yaşında Yale Üniversitesinde Dünyanın en genç Profesörü unvanı alıp 50 yıldır çözülemeyen matematik kuramını bilim dünyasına kazandıran ve 2 kez Nobel’e aday gösterilen Oktay Sinanoğlu gibi daha birçok Türk bilim adamları ve değerli hocaları dünyada büyük başarılar ediyorlar.
Dolayısıyla yetenekleri yerli yabancı diye ayırmamız Türk insanına da Türk Antrenörüne de büyük haksızlıktır. Ancak Türk Antrenörleri de bu kadar eleştiri alıyor ise onların da biraz eğriye doğruya bakmaları gerekir. Rıza Hoca da görev yeri ile birlikte en çok eleştirilenlerin başında.
Savunma artık birbirini sakatlıyor !
Teknik anlamda savunma organizasyonu hala net değil, bir bakıyorsunuz bir libero 3 stoper. . .
Bir bakıyorsunuz bir libero bir stoper. . .
Bir bakıyorsunuz bir libero ama yüzde yüz adam markajı oynayan 2 stoper, savunmada oynayan adamlar hâlâ ne görev ile ne yapacaklarını bilmiyorlar ve sonunda hiç olmayacak bir pozisyonda birbirlerini sakatlıyorlar.
Hani karşınızda Dünyanın önlem aldığı futbolcular olur ve peş peşe sizden güçlü ekiplerle final maçları oynuyorsunuzdur, bu doğal karşılanabilir.
Ama bilinçsizce yapılan bu taktik değişiklikler sıradan takımlara, hatta 2 lig ekiplerine karşı! Dünyanın hiçbir yerinde sıradan takımlar ve hocaları bile böyle bir uygulamaya artık girmiyorlar!
Ve sonuç olarak ta Beşiktaş takımı en zengin ve çeşitli özelliklerdeki futbolculardan oluşan kadro yapısına rağmen hâlâ bir oyun ve takım kişiliği oluşturamadı.
Oysa Vincente del Bosque’den aldığı görevin zamanı ve pozisyonu gelecek sezonu ve sezonları yapılandı rmak için çok uygundu!
Ancak kendini ispat etmek için çok hor kullandığı bu dönemden, ortaya çıka çıka Pancu’nun 1 Numaralı forması çıktı! Oysaki Pancu’nun 9 numaralı forması nın goller ile ortaya çıkması bir teknik adam için hedef ve övünç kaynağı olmalıydı.
Tabi olumsuz görüntülerin çıkmasında yaratılan ortam ile yöneticilerin de payı da olduğu bir gerçek!
Geçen yıl verilen bedava biletler ile seyircisiz oynanan maçlar, özel güvenlik güçlerinin attığı kafa sonucu burnu kırılan futbolcular, çete cinayetleri, transfer ettikleri futbolcuyu hocadan bile sakladık diye övünmeler, bu futbolcunun oyundan alınınca hocaya yaptığı şiddetli protesto, futbolcuyu Türkiye’ye getiren kulüp memuru ile hocanın yumruklaştığı iddiaları, 1 dakika bile ısınmadan oyuna giren oyuncular, takımın şu anki menajeri ve eski kaptanının idmanda yedek kaleciye yaptığı hakaret ve kavga, yeni kaptanı n rakibin teknik adamına laf, yardımcısına ise tokat atması maalesef Rıza Hocanın oluşan şimdiki çalışma şartlarından bazıları!
Rıza Çalımbay Hoca’nın da Denizlispor’da görev yaptığı dönemi hatırlar isek benzeri bu duruma hakim olamaması onun bu konudaki eleştiriden muafiyetini sağlar!
Dolayısıyla Rıza Hocayı da fazla eleştirmek bu şartlarda haksızlık olur! Ancak Gaziantep’te mağlup duruma düştükten sonra Eric Gerets’in yaptığı taktik ve oyuncu değişikliklerini kendi müdahaleleri ile kıyaslaması için Rıza hocanın bu maçın kasetini tekrar seyretmesinin kendisine bir katkısı olacağı bir gerçek.
Nur Erkasap: “Fatih Hoca’da 4 lop vardır”
Eleştirilere maruz kalan bir diğer hoca Fatih Terim ise her ne kadar kendi ismini yazan çoraplar giyip, değerli Müfit Erkasap hocanın kıymetli eşinin (Nur Erkasap)’’ herkes de 2 lop var ise;
Fatih Hoca’da 4 lop vardır’’ sözüyle övünse de Terim’in Bulgaristan maçı sonrası büyük bir panik içinde olduğu açıkladığı kadrodan belli!
26 kişi açıkladığı kadroda sakat ve oynamayan oyuncuları da aldık derken bu hafta Bilbao derbisinde çok başarılı bir oyun çıkartan Nihat Kahveci ile birlikte Ümit Davala’nın hatta Türkiye liglerinin en formda oyuncusu Ümit Karan’ın olmaması bunu gösteriyor.
Üstelik kesin kazanılması gereken iki maç varken. Bu oyuncular kadroda yokken neredeyse 2 yıldır oynamayan Fatih Akyel ve Alpay’ın kadroya alınması da oldukça ilginç.
O zaman da insanlar ‘bütün lig maçlarına gidip show mu yapıyorsun’ diye bir düşünmezler mi? Üstelik Fatih Akyel’i en iyi zamanında oynatmayan yine kendisi değil miydi?
Yine 15 Ağustos Pazartesi günü Danimarka maçında kale Rüştü’nün deyip, şimdi Volkan Demirel ile oynamak zorunda kalmasına ne demeli?
Acaba Fatih Terim başarı ile çevirmiş olduğu ‘’eski açık sarı desene’ filminde ki gibi sporcusu Volkan’ın sırtına vurup ‘’sana güveniyorum, koçum benim, hadi çık oyna’’ diyebilecek mi?
Hürser Tekinoktay, 01 Eylül 2005
2 Yorum