Fatih Terim Fonu ne olacak?
Evet tüm Türkiye bunu konuşuyor; Fatih Terim Fonu ne olacak? ‘Fatih Terim Fonu’ Skandalındaki Tefeciler Kim?
Futbol dünyasının ünlü isimlerinin 44 milyon dolar tutarında dolandırıldığı haberleri ülkemizin baş köşesine oturdu.
Fatih Terim tüm soruşturma dosyalarının dışında tutulmak istense de olayların tam göbeğinde olduğu izlenimi veriyor.
Fatih Terim Fonu ne olacak?
Bakalım imParator Fatih Terim buradan nasıl sıyrılacak. Ya da acaba olayların gerçekten dışında mı.
Bunları kuşkusuz zaman gösterecek.
Ama bir gerçek var ki Fatih Terim’in adı Fatih Terim Fonundan bek dışarda kalamayacak gibi.
Bu olaylar ve olayların bundan sonra ki gidişatı bana yıllar önce Fatih Terim’in İtalyanca’yı su gibi söktüğü yıllarda söylediği ‘Resultante importante’ yi ve benim de BirGün gazetesinde yazdığım yazıyı aklıma getiridi.
17 Ağustos 2005 tarihinde Bir Gün gazetesinde yazdığım yazıyı sizlerle paylaşıyorum;
Non basta, Resultante importante
(Sadece sonuç yetmez!)
Bu Akşam Bulgaristan ile oynayacağımız hazırlık karşılaşması ile II. Fatih Terim dönemi Milli takımımızda da başlayacak.
Hatırlanacağı üzere İtalya’daki antrenörlük macerası hayal kırıklığı ile sonuçlanan Fatih Terim kendisinin Milan’daki görevinden alınışından daha dramatik bir şekilde Galatasaray’a teknik direktör olmuş ve Galatasaray’daki II. Fatih Terim dönemini başlatmıştı.
Sürpriz bir şekilde yerine geldiği Lucescu’nun takımı şampiyonlar liginde 2 kez çeyrek Finale çıkarak birinde Real Madrid’i 3–2 yenmesine rağmen kıl payı yarı finali kaçırmıştı.
Sonrasında nerede ise 14 kişilik dar bir kadro ile Türkiye Süper Ligi şampiyonu olan Lucescu, insanları şaşırtan şekilde beklenilmeyen bir anda görevinden alınmıştı.
Bu görevden alınış kendisini aynı şekilde görevden alan Fiorentina başkanı Vittorio Cecchi Gori, Milan’ın hocası Carlo Ancelotti ve 2.başkanı Adriano Galliani ile aynı dili konuşan Mircea Lucescu’ya karşı Fatih Hoca’ya rövanşı kazandırmasına karşın, Galatasaray’ına ne yazık ki 3.bir fiyaskodan başka hiçbir başarı getirememişti.
Lucescu ile kıyaslanmasına hep köpürmüş, bu kıyaslanmadan ötürü ondan kalan tüm mirası da reddedip takımı dağıtmıştı.
O günün şartlarında başarılı takımın üzerine 35 Milyon dolar transfer bütçesi verilmiş olmasına karşın; Fatih Hoca söylediği şampiyonlar Ligi Finali oynama hedefinin yanına bile yaklaşamayıp 100. Yılında Galatasaray’ı Toto kupasına bile götürememişti !
Sonrasında Türkiye’de bir daha asla antrenörlük yapmam diyen Fatih Terim; kendisine yıllık 2 Milyon Euro’a yakın maaş veren Başkan Özhan Canaydın’a karşı Faruk Süren, Mehmet Cansun ve Galatasaraylı gazeteciler ile gizli toplantılara katılırken birden bire,
Bodrumdaki yazlık evinde Futbol Federasyonundan Ersun Hocanın yerine Milli Takım teknik Direktörlüğü görevini aldı!
Bodrumda bu görevi alırken kendisine gösterilen ‘’sevgi selinden” bahsetmesine karşın Bodrumdan Televizyonlara sadece tele vole görüntüleri gelmekteydi!
Hocanın aldığı ücret Millet meclisinde sorulunca da Hoca ‘meclisin başka işi yok mu’ şeklinde sözler söyledi!
Oysaki yanıbaşımızda Yunanistan’ı Avrupa Şampiyonu yapan Usta Hoca Otto Rehhagel yıllık 300.000 Euro alırken, Fatih Terim’in 5 yıllık kontratına istinaden 10 Milyon Dolara yakın ücret alacağı söylentileri üzerine, Meclis tabiî ki bunu soracaktı
İkinci Fatih Terim dönemi
Şimdi II. Terim dönemi milli takımımızda resmen başladı.
Ancak Bulgaristan maçı öncesi oluşumlar son 5 yılda Fiorentina, Milan ve Galatasaray’dan aldığı 10 Trilyona yakın bir kazanca rağmen Türk ve Dünya Futboluna artı bir değer veremeyen Fatih Terim için ‘’yine mi ?” dedirtecek gibi!
Danimarka ile içeride oynayacağımız maçın provasının yerinin Bulgaristan değil Türkiye olması gerektiğini ve deplasmanda oynayacağımız Ukrayna maçı provasının ise Almanya ile Türkiye’de olmasının takımımıza taktik-strateji açıdan bir katkı getirmeyeceğini Fatih Terim’in bilmesi gerekmekteydi!
15 Ağustos Pazartesi günü yaptığı basın toplantısı sonrası Fatih Tekke ile Hakan Şükür’ün yan yana oynayacağından söz ederken, bütün Almanya’nın konuştuğu muhteşem performansını 3 golle süsleyen Halil Altıntop’a konuyu getirmemesi(!) ilginç idi…
Diğer taraftan vakti zamanında Frank de Booer’li, Ümit Davala’lı, Prates’li Christian’lı, Felipe’li, Revivo’lu vs takımın başarısız sonuçlarının faturasını kestiği ve kadro dışı bırakıp jübileye zorladığı ancak razı edemediği Bülent Korkmaz’ı şimdi kendi elleri ile Jübile yaptırması da eskiden kalan bir hesap gibi oldu.
Galatasaray yönetimi ile arasındaki gerginliği körükleyecek bir zamanlama ile 1 taş ile 2 kuş vurması herkes tarafından konuşulmaya başlandı.
Fatih Terim şayet duygularında samimi olsaydı Bülent Korkmaz’ı Türkiye’de oynayacağı Almanya hazırlık maçında çağırması gerekmez miydi?
Jübilenin gözlerden ırak ve gönüllerden uzak olması bu samimiyet ile aynı orantılı değil mi?
Üstelik dünyanın hiçbir yerinde de ülkesi dışına taşınan bir jübile ne görülmüş ne de duyulmuştur!
İçinde bulunulan ortam yine polemikler ile dolu bir hal almıştır.
Bundesliga’nın açılış haftası Borussia Dortmund’ta ilk onbirde sahaya çıkıp Almanya Futbol tarihinde ki en genç sporcu unvanını alıp performansı ile herkesten alkış alıp Borussia’lıların ‘’bize gökyüzünün bir armağanı dedikleri” ‘Nuri Şahin için Fatih Terim’in‘’ 21 yaşına kadar milli takımını seçme hakkı var” demesi inanılır gibi değildi.
Seçme hakkının Nuri Şahin’de değil, Türk Milli Takımının Teknik Direktöründe olduğunu kendisinin bilmesi gerekmez miydi?
Almanya Futbol Federasyonu Başkanı Gerhard Mayer Vorfelder, Nuri Şahin’in hukuki olarak Alman milli takımında oynamasının yolunu 5 yıl içinde bulmaz inşallah!
İnsanlar Fatih Terim’den sosyal-ekonomik ve sportif değer üretimi yapacak katkıyı beklemektedirler.
Fatih Hoca ise seçtiği kadroda yeni bir tek oyuncu ismi ile Futbol Dünyasına yeni bir heyecan ve dinamizm bile getirememiş aksine tüm lig maçlarını yardımcıları ile birlikte seyretmesine rağmen yurt içinden ve dışından sakat oyuncuları milli takım kadrosuna çağırıp gereksiz giderler ile bol polemikler ve eski hesapları ortaya çıkartmıştır.
Umarız önümüzdeki günlerde Efesli Filozof Herakletios’un ‘’Aynı suda iki kez yıkanılmaz” sözü bir kez daha karşımıza çıkmaz!
Hürser Tekinoktay, 17 Ağustos 2005
2 Yorum