Fidel Castro : Etkileyici jestler
Küba Devrimi’nin önderi Fidel Castro, eski ABD başkanı John F. Kennedy’nin yeğeni Kathleen Kennedy’nin, Barack Obama’dan herhangi bir Amerikalının adada özgürce bulunmasına izin vermeyi amaçlayan yasal girişimleri desteklemesini ve hesaba katmasını istediği makalesini saygıdeğer olarak nitelendiriyor.
Bu günlerde, – diyor Castro,
Küba’ya karşı haksız ve uzatılmış ablukanın kıta ülkelerinden liderler çevresinde konuşulduğu sırada, Meksikalı La Jornada gazetesinde devam eden yazıları okuyorum : « 1963 sonu, Adalet Bakanı Robert F. Kennedy Küba’ya seyahat yasağını iptal etmenin arayışındaydı, ve bugün kızı Kathleen Kennedy Townsend, Başkan Barack Obama’nın herhangi bir Amerikalının adada özgürce bulunmasına izin vermeyi amaçlayan yasal girişimleri desteklemek ve hesaba katmakta iyi yapacağını söylüyor ».
Küba lideri, Fidel Castro CubaDebate’in internet versiyonunca yayınlanan “Etkileyici Jestler” başlıklı yazısında bu konuyu ele alıyor.
FIDEL CASTRO GÖRÜŞLERİ
Havana, Fidel Castro
Çok kereler John F. Kennedy’nin dramatik hikayesi hakkında düşündüğümü itiraf ediyorum. Onu Devrim’in en büyük ve en tehlikeli düşmanı olduğu bir aşamada tanıdım. Bazı şeyler planlarında yoktu. Kendini, siyaset yeteneğinin gücüyle yendiği Nixon tipi yaşlı ve kirli adamların politikalarına karşı yeni bir Amerikan neslinin temsilcisi olarak görüyordu.
Pasifik’teki savaşçı geçmişi ve kalemine çabukluğu onu kutsuyordu.
Playa Giron çılgınlığında aşırı güven ve öncülleri tarafından tehlikeye düşürülmüştü, zira onların deneyimini ve mesleğe değin yetkisini yadsımıyordu. Beyaz Saray’a girişinin henüz üçüncü ayında, beklenmedik başarısızlığı acı oldu. Avcı bombacılarını ve denizcilerini üzerimize salmak, mükemmel ve güçlü silahlarıyla doğrudan adamıza saldırmak gibi, kuşkusuz Nixon’un yapacağı şeyi gerçekleştirmek üzere olmasına rağmen, yine de öyle yapmadı. Yüzbinlerin ölmeye hazır olduğu ve savaştığı vatanımızda her yer kan gölüne dönerdi. Kendini kontrol altında tuttu ve sonra kolay unutulmayacak kısa ve özlü bir cümle sarfetti : « Zaferin yüz babası vardır ; yenilgi ise yetimdir. »
Her zaman ona eşlik eden bir gölge gibi, üzünçlü hayatı yakasını bırakmadı. Kırılmış gurur onu alıp götürdü, ve kendini yeniden kuşatma fikirleri tarafından sürüklenir halde buldu. Bu da Füze Krizi’ni tetikledi ve o ana dek insanlığın asla sürüklenmediği ölçüde kaygı verici bir termonükleer çatışma riskine yol açtı. Başlıca düşmanının hataları sayesinde bu felaketten büyüyerek çıktı. Ardından Küba ile ciddi olarak tartışmak istedi ve bunu yapmaya karar verdi. Benimle görüşmesi ve ardından Washington’a geri dönmesi için Jean Daniel’i gönderdi. Gazeteci tam da görevini yerine getiriyor olduğu sırada, Başkan Kennedy öldürüldü. Ölümü ve onun planlanma ve gerçekleştirilme tarzı gerçekten üzücüdür.
Sonradan Küba’yı ziyarete gelmiş olan akarabalarını tanıdım. Onlarla asla Kennedy’nin ülkemize karşı politikalarının hoş olmayan yönleriyle ilgili konuşmadım, ne de benim canıma kıyma girişimlerine dair en küçük bir anıştırma yapmadım. Oğlunu yetişkinliğinde tanıdım. Babası ABD başkanıyken küçücük bir çocuktu. Arkadaşça lafladık. O da üzücü ve trajik bir kazada öldü. Sırası gelince Kennedy’nin öz abisi Robert öldürüldü, ailenin başında dolanıp duran felakete bir de bu eklendi.
Ve bunca senelik aradan sonra beni etkileyen soylu bir davranış keşfediyorum.
Bu günlerde, Küba’ya karşı haksız ve uzatılmış ablukanın kıta ülkelerinden liderler çevresinde konuşulduğu sırada, Meksikalı La Jornada gazetesinde devam eden yazıları okuyorum :
« 1963 sonu, Adalet Bakanı Robert F. Kennedy Küba’ya seyahat yasağını iptal etmenin arayışındaydı, ve bugün kızı Kathleen Kennedy Townsend, Başkan Barack Obama’nın herhangi bir Amerikalının adada özgürce bulunmasına izin vermeyi amaçlayan yasal girişimleri desteklemek ve hesaba katmakta iyi yapacağını söylüyor.
« Ulusal Güvenlik Arşivi araştırma merkezi tarafından kamuya açılan resmi belgelere göre, 12 Aralık 1963’te, John F. Kennedy’nin öldürülüşünden bir aydan daha az bir süre sonra, Adalet Bakanı Robert F. Kennedy Amerikalıların Küba’ya gitmesini yasaklayan düzenlemeleri geçerlikten kaldırma baskısı yapan bir bildiriyi İçişleri Bakanı Dean Rusk’a sundu…
« Robert Kennedy bu yasağın Amerikalıların özgürlüğünü ihlal ettiğini kanıt diye alıyordu. Belgeye göre, “seyahat kısıtlamalarının geleneksel Amerikan özgürlükleriyle çeliştiğini” bildiriyordu.
« …Bu tutum Lyndon B. Johnson yönetimi içinde sürdürülmedi, ve Amerikan Devleti “kısıtlamaların kaldırılması Küba’ya yönelik politikamızda bir yumuşama olarak görülecektir” fikrindeydi. Çünkü bu kısıtlamalar “ABD’nin Küba’yı yalıtmak için diğer cumhuriyetlerle ortak hareket etme çabasının bir parçasıydı”.
« The Washington Post’ta bugün Kathleen Kennedy tarafından yayınlanan fikir yazısında, Robert’in kızı babasının tutumunun Barack Obama yönetimince benimsenmesi arzusunu dile getirdi. Ve “yönetimi Küba’ya karşı atacağı bir sonraki adım üzerinde düşünürken, Adalet Bakanı Eric H. Holder Jr tarafından sürdürülen tavrın yakında, tüm Amerikalıların hakkını gözetmek adına bir tek Küba kökenli Amerikalılara verilen özgürce adaya gitme izninin ötesine geçmesi” gerektiğini bildirdi.
« Kathleen Kennedy şöyle yazıyor : “Obama’nın geçen haftaki zirvede iyice anladığı gibi, Latin Amerikalı liderler Küba konusundaki mesajlarını ortaklaştırdılar : Havana ile ilişkileri normalleştirme zamanıdır… Küba’yı yalıtmaya devam ederek – aslında Obama’yı kastediyorlar – Vaşington’un başardığı tek şey kendi kendini yalıtmaktır”.
« Demek ki, niyeti Küba’yı işgal etmek ve Devrimci Hükümeti devirmek olan bir başkanın yeğeni şimdi, yarım asırdır kurulu bu politikaların elenmesinden yana olanların git gide kalabalıklaşan korosuna katılıyor. »
Kathleen Kennedy’den saygın bir makale !
Fidel Castro Ruz
24 Nisan 2009