Ahmet Şık’ın Sözcü TV’de Serap Belovacıklı’nın sunduğu İsmail Saymaz, Hakan Çelenk, Özlem Akarsu Çelik’in konuk olduğu programda neler diyeceğini Gökhan Zan’ın ses kayıtlarıyla ilgili olayların neler olduğuna dair düşüncelerimi anlatmak istedim.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık Gökhan Zan Ses Kayıtlarıyla neler dedi?
Ahmet Şık’ı dinleyince durumun daha da vahim olduğunu anladım.
Dün dediğim gibi ne TİP’in, ne Meral Akşener’in, ne CHP’in, ne de Özgür Özel’in Hatay’da geçmişte olanlara ve gelecekte olacaklar ile ilgili hiç kimsenin umurunda Hatay’ın olmadığını bir kez daha gördüm.
Ahmet Şık, Gökhan Zan’ın “Konuşma var ama ekleme yapılmış” dediği kayıt için gerçekliğiyle ilgili rapor olduğunu söyledi.
Ahmet Şık: Sürecin böyle gelişmesinde payımız var
Şık, Gökhan Zan’la ‘şantaj yapıldı’ dediği ses kayıtlarına ilişkin yaptığı görüşmenin ayrıntılarını da aktardı. “Dahlimiz yok ama sürecin böyle gelişmesinde payımız var. O yüzden Hatay halkından samimiyetle şahsım ve partim adına özür diliyorum” dedi.
Sözcü TV yayınına katılan Ahmet Şık, canlı yayında özetle şunları söyledi:
Ahmet Şık’tan Gökhan Zan’a “Sen nasıl bu kadar temiz kalabildin” dedim
“Daha önce partiden açıklama yapılmıştı. Sera yaptı. Erkan yaptı. İlk adayımız Gökhan değildi . Bunu zaten kendi de biliyordu. Bizim adayımız CHP’den de aday adaylığı başvurusunda bulunmuş olan Sayın Cihat Açıkalın’dı. Biz Cihat beyle birkaç buluşma yaptık kendisi aday olmak istemediğini çok yıprandığını ailecek söyledi. Ve Gökhan Zan biizm evladımızdır ona güvenebilirsiniz dedi. “
“12 Şubat’ta adaylığını açıkladık. Ben kendisiyle 10 Şubat’ta tanıştım. Dürüst olayım itiraf edeceğim, kendisini de sevdim… Çünkü bambaşka bir profildi kendisi… kendisine de defalarca söyledim. Hatta sen böylesine kötü bir camia da, spor camiası içinde böyle popüler kültürün içinde, böyle sosyal bir habitatın içinde nasıl bu kadar temiz kalabildin dedim.
7 Mart günü Antakya adayımız Ecevit Alkan bana ‘Gökhan’ın başı belada olabilir farkında mısınız? diye sordu.’
Şimdi tutuklanan Turgay Kocakaya‘nın tweetinin fotoğrafını gösterdi. Aynı Gün Gökhan’a sordum. ‘Bana seçim çalışmaları için sponsorluk vaad etti. Onunla ilgili bir takım konuşmalar yaptık. Ve fakat konuşmaları manipüle etmiş, kırpmış, deep fake yoluyla sahte bir kayıt üretmiş. Bana şantaj yapıyor” dedi.
Ahmet Şık: Gökhan Zan’dan bir para istendiği konusuna ben kaniyim açıkçası.
Gökhan o süreçte ‘Benden gram şüpheniz varsa hemen adaylıktan çekilebilirim’ dedi. Ben kendisine inandım. ‘Kendinden şüphen var mı?’ diye sordum. ‘Hayır’ dedi. O zaman ‘benim de yok’ dedim.
Şantaj, tehdit, haberleşmenin gizliliğini ihlalden suç duyurusunda bulunabiliriz dedik. Bunu kabul etti ancak ilginç bir şekilde Gökhan Zan bize şunu sordu: “Biz suç duyurdusunda bulunduğumuzda, mahkemede bu konuşmalar vesaire konuşulur mu?” Biz”Tabii ki gelir” deyince “O zaman sadece haberleşmenin gizliliğini ihlalden suç duyurusu yapalım” yanıtı verdi.
9 Mart’ta suç duyurusunda bulunduk ama şantaj ve tehdit kısmını kendisi istemedi…
Daha sonra bana Lütfü Savaş’a yakın olduğunu düşündüğüm aracılar ses kaydını getirdi. 13 Mart gecesi 5 kişinin olduğu ortamda o kaydı dinledim. Telefondan dinledim. İnanmadım Gökhan’a ait olduğuna. Ertesi gün kulaklıkla defalarca dinledim. Ve maalesef Gökhan’a ait olduğunu anladım.
Durumu partiyle paylaştım. Gökhan’ı Hatay’a çağırdım… Ertesi gün 3 parti yetkilisiyle toplantı yaptık. Kaydı reddetti, deep fake dedi. Ben de ‘Kayıt gerçek, ancak kesilip biçildiğini’ söyledim…
Spor yorumculuğu meselesini sorduk. ‘Evet onu istedim’ dedi. Futbol yorumculuğunun hakkı olduğuna inanarak söylüyor bunu. ‘siyasete girdim meslek kariyerimi yaktım. bu benim hakkım. Tabii ki isteyeceğim’ diyor. Bunu safça söylüyor. Nerede siyaset yaptığını, neyle mücadele ettiğini bile anlayamayan bir çizgiden söylüyor. Bunu duyunca ben çok şaşırdım bunu duyunca…
Adli bilişim ve siber güvenlik uzmanından rapor istedik kayıtla ilgili. 27 sayfalık rapor geldi. Sonuç bölümünden okuyorum: ‘Videonun kesintisiz devam ettiği, arka seslerde devamlılık olduğu, herhangi bir atlama olmadığı, sesin hızında beklenmeyen değişiklik veya frekansta dalgalanmalar olmadığı, tespit edilmiştir.’
Ahmet Şık: Benim anladığım, burada kirli ilişkilere girmeye çalışan bir ikili var
Benim anladığım, burada kirli ilişkilere girmeye çalışan bir ikili var. Ve bunda başarısız olunmuş anladığım kadarıyla. Her taraf denenmiş, son kertede de para kazanmayı gözüne kestirmiş olan, diğer kişiye şantaj yapmaya başlamış. Ve iş buraya kadar gelmiş… İşin tam göbeğinde yer alan biri olarak söylüyorum; Maalesef Gökhan Zan’ın iddia ettiği gibi değil ortadaki durum. Bunun için de çok üzgünüm.”
Dikkati çekenler;
- Gökhan Zan’ın ses kayıtlarını Lütfü Savaş’ yakın kişiler getirmesi
- Gökhan’ın başının belada olabileceğini söylenemsi
- Ahmet Şık’ın Gökhan Zan’ın temiz kalan biri olduğunu ifade etmesi
- Şık: Gökhan Zan Nerede siyaset yaptığını, neyle mücadele ettiğini anlamadan söylüyor
- Gökhan’dan önce CHP’nin aday adayının aday gösterilmek istenmesi
Ahmet Şık’ın tüm konuştuklarının samimi olduğuna ve doğru hislerle konuştuğun eminim.
Birinci bölümünde kendi adaylarını CHP yedeğinden seçmeye çalışmalarını söylemesi onlarında daha politikalarının aynı Gökhan’a dedikleri gibi popüler kültüre vs teslim olduğunu göstermekte.
Bunu aynı kırmızı kazak ve NATO kayıtlı Erkan Baş’ın Arap sermayenin ülkemize yayılarak yıllık 500 milyon dolarlarlık değeri olan futbol yayın haklarının yine bazı dış ve iç etmenler sayesinde oluşan devalüasyon neticesinde yıllık 50/60 milyonlara düşürenlerin propagandasını yapan bir spor yorumcuyla basın toplantısı yapıp ülkenin sporunu/futbolunu kurtaracağını söylemesi gibi.
Adamın patronları ülkenin her türlü fırtına ile karşı karşı kalmasını yaşatmış, sevgili Erkan ise ülkeyi onların çalışanıyla kurtacağı sanıyor 🙂
Ahmet Şık Erkan Baş’ın etkisiyle olsa gerek sözlerini etkisinden olsa gerek konuşmasının 7′ dakikasında Gökhan’ın hemen savcılığa gitmesine karşı çıktıklarını, Pazartesi’yi beklemesini istediklerini söylerken konuşmasının 10′ dakikasında ise kendilerinin adaylığını desteğini çektiklerinin ilan edilmesinden sonra Gökhan’ın yarım saat sonra koşa koşa savcıya gitti suç durusunda bulunduğunu söylemesi Gökhan’ın nasıl bir tezgahın içinde kaldığını çok net açıkça ortaya koyuyor.
Sanıyorum, Ahmet Şık’ı da karambole getirmişler . . .