Hatırlarsanız bundan bir buçuk ay önce sizlerle “Ekonomik Kriz ve Düşündürdükleri” başlığı altında yazdığım bir makalemde Rusya’da ki krizin boyutuyla ilgili endişelerimi sizlerle paylaşmıştım.Tabii bu endişelerim bizim kriz etkisini 2009 yılının 2.yarısında esas olarak göreceğim yatıyordu.
Netice de hem Turizm hem de Laleli piyasası Rusya ile olan işbirliğinden oldukça yüksek hacimli bir ticari endekse ulaşıyordu..
Önceki gün BBC’nin Moskova’daki görevlisi Cenk Başlamış görüşlerini ve izlenimlerini dile getirdi.
Hürser Tekinoktay
İşte Cenk Başlamış’ın izlenimleri
Kriz Rusya’yı ‘teğet geçmedi’
Rusya’da kafalar fena halde karışık! Malum, gündemde ekonomik sorunlar var.
Moskova’da satılan Medvedev ve Putin matruşkaları
Önce bunalım kapıyı çalmaz sanıldı. Sonra “Bizi teğet geçer” diye düşünüldü.
Ardından “Geldiği gibi gider”denildi. Şimdi ise ne zaman biteceği konusunda her kafadan bir ses çıkıyor.
Bunalım yöneticileri de, halkı da beklenmedik bir anda yakalayıverdi.
Çok değil, yedi ay önce Rusya kasasındaki 700 milyar dolarla teorik olarak dünyanın en zengin üçüncü ülkesiydi.
“Arka bahçesi”ne göz diken Gürcistan’a “haddini bildirmiş”, Amerikalılara “yedi düvel”de meydan okumaya başlamıştı.
Karmaşık 1990’lı yılların ardından Rus halkı da hem yaşam kalitesinin artması, hem de uluslararası alanda ülkelerinin yeniden prestij kazanmasıyla gururlu vatandaşlar halini almıştı.
İnsanlar iyiye kolay alıştığı için de zor günler hızla unutulmuştu.
Ama işler bir anda ters yüz oldu.
Aslında Rusya’nın bunalımı bazı ülkelere kıyasla az hasar görerek yaşadığı söylenebilir ama sonuçta işsizler ordusu büyüyor, gelirler azalıyor, enflasyon artıyor, gelecek tahminleri karamsarlaşıyor.
Eskiye özlem
Eskiler, “Hafıza-ı beşer nisyan ile malüldür” derlerdi. Yani, “İnsan hafızasının sakatlığı, unutmasıdır.”
Yani, insan denen varlık iyidir hoştur da, hafızasına güven olmaz, hemen unutuverir.
İşte, özellikle dar gelirli yaşlı Ruslar da bugünlerde, sevgi-nefret ilişkisiyle bağlı oldukları Sovyet dönemine özlem duymaya başladı.
İzvestiya gazetesinin yayınladığı kamuoyu yoklamasına göre, halkın büyük bölümü gıda maddelerinde yeniden karne uygulamasına dönülmesini destekliyor.
Karne isteyenler Sovyet dönemindeki uzun kuyrukları unutmuş olamaz.
Ama galiba asıl hatırladıkları, kuyrukta bekleyerek de olsa gıda maddelerine kavuşmaları.
Oysa şimdi o yiyecekleri almaya güçleri yetmiyor. “Gıdada karne uygulaması başlasın” diyenler, dar gelirliler içinde yüzde 62.
İlginç ama durumu görece iyi olanların yüzde 70’i de karneden yana.
Uzmanlara göre bunun nedeni, şu anda ekonomik durumu iyi olanların bunalım sonucu ellerindekileri kaybedebilecekleri korkusuna kapılması.
Kuyruklar ve bozulan arabalar
Geçmişe duyulan özlem, özellikle orta yaşın üzerindeki Rusları terk etmeyen bir duygu. Gerçekte bunun ideolojiyle pek ilgisi yok.
Sovyetler Birliği’nde herşey amaca yönelikti.
Çok çirkindi ve sık bozulurdu ama arabalar yerli üretimdi.
Batı taklidiydi ama kendi uçak sanayii vardı.
Aşırı basit ve kutu gibiydi ama herkes başına sokabilecek bir eve sahipti.
Sıcak su, doğal gaz, kalorifer ve kent içi telefon görüşmeleri ücretsizdi.
Kaba plastik ayakkabıların estetik yönü yoktu ama kimse çıplak ayakla dolaşmazdı.
Kulağa komik gelse de halk mahrum kalmasın diye Sovyet yönetmenler Kızılderili filmi bile çekmişti!
Kuyrukta beklenirdi ama kuponla da olsa bazı gıda maddeleri ulaşılmaz değildi.
Yani aslında, karne uygulamasını isteyenlerin aklındaki tek şey, bunalım nedeniyle alamadıkları gıda ürünleri.
Putin’in tahmini
Yaklaşık 20 yıldır piyasa ekonomisi koşullarında yaşayan ve geçiş dönemini hala tamamlamayan Rusya’da kapitalist bunalım yöneticilerin de kafasını karıştırdı.
Başbakan Vladimir Putin, bunalıma önce bir kaç ay süre biçti, bahar aylarında ekonominin toparlanmaya başlayacağını tahmin etti.
Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, bunalımın geride kalmasının yılsonuna sarkabileceğini belirtti, sonra fikir değiştirdi iki yıl beklemek gerekeceğini söyledi.
Doların ruble karşısında değer kazanmasına müthiş döviz birikimiyle karşı koyabileceğini sanan Rusya Merkez Bankası, 212 milyar dolar havaya uçunca frene basmak zorunda kaldı.
Petrol ve doğal gazın fiyatının yüksek olduğu dönemde ağustos böceği gibi yaşayan Rusya, şimdi nerede hata yaptığını anlamaya çalışıyor.
“Zenginin malı züğürdün çenesini yorar” misali, bazıların övündüğü Amerikan Forbes dergisinin dolar milyarderi listesindeki Rus işadamlarının sayısı da hızla azalmaya başladı.
Örneğin, geçen yıl 28 milyar doları bulunan Kremlin yanlısı oligark Oleg Deripaska’nın şimdi kala kala üç milyar doları kaldı.
Abramoviç’in durumu
Chelsea Kulübü’nün Rus sahibi Roman Abramoviç de sekiz milyar dolar kalan servetiyle eskiye göre neredeyse meteliğe kurşun atıyor!
Ama en acıklısı, Türkiye’de de yatırımları bulunan Sergey Polonski’nin durumu.
Şirketlerinin para bastığı dönemde, “1 milyar doları olmayan defolup gitsin” lafı ağzından çıktığında olay olmuştu. (Gerçi o “defolsun” yerine küfürlü bir ifade kullanmıştı…)
Şimdi o açıklamayı yaptığına bin pişman oldu.
Bir internet sitesi, şov dünyasının ünlü Ruslarına, ekonomik bunalımın yaşamlarını nasıl değiştirdiğini sordu.
Kimileri, “Şekerim, ayıptır söylemesi benim için değişen olmadı” türü alaycı cümleler kurdu.
Kimileri, işi şakaya vurdu.
Rusya’nın Ajda Pekkan”ı Alla Pugaçova
En ilginç ve felsefi yanıt ise “Rusya’nın Ajda Pekkan”ı Alla Pugaçova’dan geldi:
“Beni mali krizden çok insanlarımızdaki manevi kriz düşündürüyor.”
Cenk Başlamış- BBC, Moskova