FutbolMakaleler

Müslüm Gülhan’ın kaleminden “Ruh Satması”

“Ruh Satması”

Goethe’nin ünlü trajedisindeki Faust’un Ruhu’nu Mepisto’ya satmasını anlatan eseridir.
O kadar güzel ki yüzyıllar boyu geçerliğini sürdürecek eser olacağı şu zaman dilimdeki etkisi ile kendini belli ediyor.
Özü “dünya nimetlerinden” yararlanılmasıdır. Hangi dönemde bu durum geçersiz olabilir ki…

Bugünkü koşullarda ise; ruhun karşılığında elde edeceklerinin piyasa kurallarına göre elde edeceğin çıkarların küresel anlamı olabilir.
Şanslıyız çünkü yaşadığımız koşullarda şeytan çok…
Artık şeytanlarda küresel iş birliği içindeler…

Birbirleri için fedakârlık yapıyorlar…
Burada önemli olan satılacak ruhun içeriğidir ve karşılığında elde edilecek olan çıkardır.
İşin kötüsü bunun alışkanlık haline getirerek bir yaşam biçimine dönüştürülmesidir.
İşte o zaman şeytanın kimliğinin hiçbir önemi yoktur, önemli olan piyasa koşullarının kişisel olarak sağlanmasıdır.

Yani şeytanın yerini piyasa koşulları almıştır.
Artık şeytan içimizdedir.
“Ruh Satması” için…

Sağlanacak çıkarlar o kadar çok fazla ki; insanın gözünü kör ederek şeytana bile gerek kalmaz.
Bazen bir partiye…
Bir parti başkanına…
Bir iktidara…
Bir sanatçıya…
Bir iş adamına…
Bir müttahite…
Bir başkana…
Bir spor kulübüne…
Bir futbol takımına…
Bir tribüne…
Bir medyaya…

Elde edeceklerinin kaybetme veya elde edememe kaygısı, İçlerinde ki şeytana ruhlarını satmalarına neden olur. Anlayacağınız piyasa koşullarındaki çıkarlarına…
Satış o kadar ilerler ki ikna kaygısı için de, arşivden resim aramalara veya mahalleden ağabeylere teyit e kadar bir histeri süreci yaratır.
İnsan bir kere ruhunu satmaya görsün artık arkası gelir.
Ya ruh kaşarlaşır…
Ya da kaşar ruhlaşır.
Öyle durumdayız ki; piyasa koşullarının ağırlığından, şeytanla bile pazarlık yapılsa sanırım için de bir parça ahlaki değer olması gerek  kaygısı beklentisi içindeyiz.
Çünkü kaybedilenler piyasa çıkarları uğruna,  doğru ideallerimizdir.

Müslüm Gülhan, 06 Şubat 2009

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu