Bırak bu işleri Şenes Bey!
Türk Futbolunun Koruyucusu Şenes Erzik; “Bu tip konular hassas konular”
Yüzyıllar önce maden ocaklarıyla emek, şimdi ise hızla artan üniversiteleriyle fikir üreten Bochum şehri bundan böyle Savcılarıyla da birçok ülkeye örnek olacak ve ünlenecek kuşkusuz.
Almanya’nın Bochum Savcılığının 2000’li yılların ortasından beri büyük titizlikle takip ettiği bahis manipülasyonları sonunda Savcı Andreas Bachmann’ın başarılı tespitleriyle skandalın ne denli büyük olduğu ve spora verdiği zarar meydana çıktı.
Savcı Andreas Bachmann TFF’yi 2009 yılında haberdar etti ve sonrasında elindeki belgeleri Bochum’a çağırdığı TFF yetkililerine verdi.
Avrupa Birliği Savcısının ulaştığı belgeler artık bazı dosyaları kapatmaya yetmeyecekti.
Belgeler artık uluslar arası hale gelmişti.
Kapatılması zordu…
Bochum Savcılarının motive ettiği şikeye karşı bu durum, Sarıyer Adliyesi’nde Cumhuriyet Savcısı Fazıl Arslanalp için de müthiş güç oldu.
Soruşturma hızla yürüdü ve daha şimdiden 20’nin üzerinde futbol adamı tutuklandı.
Aralarında birçok futbolcunun ve teknik direktörün menajerliğini yapan bir anlamda onlara iş bulan kişilerden tutun da birçok futbolcuya ve idareciye kadar varan kişiler tutuklandı.
Soruşturma ve tutuklamalar devam ederken 2001–2003 yıllarında adı DGM Dinleme kayıtlarına takılan ve bu kayıtlarda şike konuşmalarının içinde bulunan Teknik Adamlarla müteakip seferler çalışan Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav da şike soruşturması kapsamında Sarıyer Adliyesine ifade vermek için geldi.
İlhan Cavcav’ın ifadeleri geçmişteki şike dosyalarını yine açtı.
Ve 2 Nisan 2010 günkü Vatan Gazetesinde TBMM kayıtlarında bulunan Milli Takım’ın şike hikâyesi manşete çıktı.
Haluk Ulusoy, Ayhan Bermek, A.Ata Aksu, Orhan Saka, İsmail Dilber, Mukan Perinçek, Özkan Olcay, İskender Önal, Apdullah Kığılı, Osman Çağalıkoç, Şeref Has’ın Yönetim Kurulunu oluşturduğu dönemin TFF Başkanı Şenes Erzik’in kendisine bu konuyla ilgili sorulan soruya;
“ Bu tip konular çok hassas konular… Şu anda gündeme gelmesi çok sakıncalı…2016 Avrupa Şampiyonasına ev sahipliği yapmak için uğraşıyoruz” diye cevap vermesi artık gerçek sporseverlere de bir cevap hakkı verdi sanırım.
Bırak bu işleri Şenes Bey!
Ne cevabı mı?
“ Bırak bu işleri Şenes Bey”
Yıllarca bu milletin çocuklarına sakıncalardan bahsedildi…
Bütün olaylar sürekli kapatılmaya çalışıldı…
Peki, Ali Şen Kandil adında bir çocuğun birkaç gün önce tutuklanması sizce ne kadar sakıncalı acaba?
Ali Şen Kandil Kimdir ?
Ali Şen Kandil kim mi?
Gelsenkirchen doğumlu henüz 27 yaşında….
Kendi yaşıtları şu anda Premier Lig’de Bundesliga’da, Serie A’da, La Liga’da top oynarken o şimdi cezaevinde…
Hani 2005 Yılında bir kısım abisiyle meşhur bahis şikesi olayına karışan;
2000’li yılların başında Samet Aybaba’nın Trabzonspor Teknik Direktörü olduğu dönemde Türk Futbolunun yeni Sergen Yalçın’ı denilen Ali Şen Kandil…
Peki, bu olay hassas bir olay değil mi Şenes Bey?
O gün o olaya karışanlara büyük marifetle milli takım formalarını vermeseydiniz acaba bugün Ali Şen Kandil metris cezaevinde olacak mıydı Şenes Bey?
Acaba Ali Şen Kandil’in babasının, Ali Şen’i küçük yaşlarından itibaren idmanlara götürürken ne duygular içinde olduğunu aynı hassasiyetle hiç düşündünüz mü?
“Evet bu tip konular da çok hassas konular” bizler sporun ahlaklısını severiz…
Eğer “sporun ahlakı” hepimiz için temel bir kavramsa, bu işlere karışanların hangi tarihte hangi mertebede olursa olsun tespit edilip cezalandırılması gerekmez mi?
Bu işler 2016’lardan daha hassas Şenes Bey…
Bırakın 2016’yı da şu iki binlere geri dönelim…
Ne dersiniz?
Hürser Tekinoktay
Not; Robert Hoyzer adında bir Alman Futbol Hakeminin Bahis Şikesine karışmasından dolayı soruşturma açılması gündeme gelmişti.
Bunun üzerine 2006 Yılında Almanya’da yapılacak Dünya Kupası Finalleri riske girer mi tartışması gündeme geldiğinde dönemin Alman Futbol Federasyonu 2.Başkanı ve Dünya Kupası Organizasyon Komitesi Başkanı Franz Beckenbauer ne pahasına olursa olsun konunun üzerine gidilmesi istemiş ve “ Pislikleri halının altına süpürerek temizleyemezsiniz” diyerek ilave etmişti.
Robert Hoyzer açılan soruşturma sonrası hapse girmiş ve bu olaydan sonra 2006 Dünya Kupası son kupaların içinde en çok seyircinin izlediği kupa olurken Almanya’nın ev sahipliğinindeki başarısı tüm dünyada konuşulmuştu.